Kapısı kilitli düş bahçeleri ve sarma-aşıklar

picture-4.png

 

Sarmaşıklar vardı. Binanın yüzünü örmüş, gözlerini açık bırakmış başıboş sarmaşıklar. Arada bir uzanıyorlardı balkonuna. Güneş hep vardı ama ne faydası vardı ki?

 

Bi yerlerden sesi geliyordu kemanın. Ağlıyordu. Saçlarına dokunan parmaklar vardı.

 

Notalar kaçışıyorlardı bilmiyoruz neden? Şimşekler vardı beynimizin içinde çakan. Ve ışığından değil gürültüsünden korkuyorduk.

 

Bağlamalar sabırsızlıkla bekliyordu ellerine kavuşmak için sahiplerinin.

 

Uzaklardan ayak sesleri geliyordu ritmini tutturmuş. Salıncaklar sallanıyor, çocuklar koşturuyorlardı.

 

Kokular vardı ama açmamıştı çiçekler. Ağaçları vardı köksüz. Belki öksüz… Kuşların gagalarını daldırdığı bir avuç su aynı zamanda ayna oluyordu bakınca.

 

Bembeyaz çitlerin öte tarafında açılan kapıdan içeri sızıyordu güneşin son ışıkları.

 

İki farklı boyutta, iki ayrı hayatı yaşayan aşıklar vardı.

 

İki ayrı duvara uzanmış birbirine sarılan…

 

Kapı kilitliydi düş bahçesinde ve satırlar kaçışırken tam da şu anda sarma-aşıklar çoktan tırmanmaya başlamışlardı birbirlerine ördükleri duvarın nemli dokusunda…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir