GÖKTEN ÜÇ SORU DÜŞTÜ.

Dediğin kadar vardı. Sen tatsız tuzsuz bakınırken etrafına şaşkın bakışlar atıyordu yanıbaşındaki insanlar.

Kim kimden ne kadar farklı? diye bir soru düşüyor gökten..

GÖKTEN ÜÇ SORU DÜŞTÜ.

Konuşup duruyorsun. Konuştuğunu sen duyabiliyor musun?

Kim konusuyor? Sen mi? Bedenin mi?

Laf laf laf…

Her yanımız laf her yanımız hikaye, hayal.

Ne kadar çok şey biliyoruz. Doğduğumuz günü hatırlasaydık o halimize dönmek isterdik eminim. Yumru yumru yanaklara değil saflığına, gücüne aşık olurduk halimizin. Yazık ki hatırlayamadığımız hayat bizim hayatımızın bir parçasıydı.

Eyyy blog. Doğduğun günü hatırlıyor musun?

Karakış

Kaçılası bir soğuk

vuran dalgalar gibi damlasıyla yağmur

sokaklarına izini bırakmış korkak bir karakış

bu aslında kendinden bir kaçış

ara verdiğin sokaklar değil

yaşamdır dozunda

ve bir rüzgar salıncağında

tozunda

hoyrat bir serzeniş.

nedense sen gelirsin aklıma

eski halin bir bakış

sessiz bir iç çekiş

toprağa düşmüş renkli bir kelebek gibi

canlı bir ölüsün

sen yaşama karşı durmuş

kokusu alınmış serseri bir kış gülüsün.