değme

Evin yanında bir köşeden
dönerim derken inceden
ve nasılsa her sabah doğan güneşten
bağımsız, serseri…
işte öyle bir gölge peşinde koşarken
sana dokundu elim
belki bilmeden.
sonra nasıl olduysa
çarptın öfkeni yüzüme
kendine duyduğun.
mahallenin delisine
belki köyün abdalına değdin
belki bana
değdin
değme!
zamansız aşkların öznesi olmaya gönüllü değilsen
sözlerime değme
sahipsiz bakışların yolu olmaya istekli değilsen
gözlerime değme
anlamsız hallerin berduşu olmayacaksan
halime değme
bırak ben orada iyiyim
bırak bu sefer sensiz gideyim!