Beyaz kapılı sevenek

Doğru dürüst bir uykum yoktu..geceden kalma gündüze bulaşma hallerinde bir türlü gidemediğim eski arkadaşıma doğru yola çıktım. Otoyol tanıdıktı. Çizgilerini saya saya devam ediyordum.
Her zamanki gibi elim araba teybinin düğmelerini ilikliyordu.
Kulağıma gelen norah jones iniltileri okşamışken kulaklarımı içim ürperdikçe uzun zaman önce ara verdiğim duygular tenimde dolaşmaya başlamıştı. Gururum yerlere kapaklanırken tüylerim şaha kalkmıştı.
Telefon çaldı baktım. Açmadım. Cebine iliştirdim torpidonun.
Ayçiçek tarlalarının yanından geçiyordum aynı benim başımdaki gibi yeller esiyordu günebakanların.

Annem geldi aklıma.

Gözüm yanından geçtiğim kamyonun kasasındaki “aşkolsun”a ilişti.

O geldi aklıma.

Yaklaştım gideceğim yere zira başka adı varsa bilemem mekanın. Yağmur, sessizlik bir de ben vardık sadece.

…bir de beyaz bir kapının iliştirildiği gri bir ev.
Yakasında tahta beyaz bir kapı.

Kapıya vurdum. Sessizlik ortadan ikiye ayrılmıştı kıskançlığından, beyazla olan kaçamak bakışlarımızın ardında. Ve kapı açıldı.

Buyur edildim. Sarıldım. Öptüm. Kokladım.

Otoyol aklıma geldi. Az önce…geçtiğim.

Bir de tabela…

“sevenek-∞km”

Come away with me… çalıyordu..

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir