gül… bülbül…

biz, alıştık kargalarla gün yüzüne
bakmaya,
ağzımızda peynir de kalmadı, tilki masasına
meze…

bülbül kime gitti peki, ey gül,
sen de döktün tüylerini arsız yüzümüze,
izin kalmadı kalbimizde…

bülbül kime gittin peki,
biz şiirden düşükler meclisinde
bir sağır beste,
çalanımız yok, söyleyenimiz
terk etmiş,
bir şamar gibi dikenler yüzümüzde…

ş.a.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir