Kaldırımdaydık…

Büyüyor elinde kocaman çiçeklerle güzel kız…Yanağında güzden kalma gülücükler.
Sanki her akşam kapadığımızda gözlerimizi gördüğümüz periler gibiler.

“Onlar beni izler gibiler.
Kömür karası kocaman gözler.”

Yanağının kırmızısını ateş zannetti galiba o yapayalnız mum gibi gözler, bir kaç damla
salıverdi tazecik tenine. Bir yoldu yanaklarından süzülen çaresiz ciğerime.

“Doğruldu gövdesi elleri ile salınarak
Bana baktı dudakları haykırarak”

Yakasındaki yadigar mı anasından, yetimliği ile… ona kalmış. Hiç bilmediği caddelerin
çiçeksi, tokluğa aç bir kaldırım perisi.

“Oturdu baş köşesine gönlümün
ayaklarında kaldırım tozları”

Dillendi bulutlar onu öylece görünce bir başına. Yağdı hayasızca yağmur taneleri ufacık
perimin kınalı başına.

“Her bir damlasıydı geçen gece süzülmüş yaşları gözlerinin
bir başına bulut gibiyken hayallerim”

Cami güvercinlerinin yemiydi ellerindeki simitten dökülen susamlar. Açlığını bastıracak
bir yakarışla beraber perisi özlemlerimizin.

“Haykırdı nefesi bitmek bilmeyen bir poyraz gibi
üşüttüğü pembe düşlerine”

Bir gölge gibi izleyen, çırpı gibi bacaklarına düşen karanlıktı babası
kaybettiği yollar gibi yıllar önce.


“Onu kucaklayacak dudaklardan süzülen bir su samuru bulana dek
sürecek caddelerle komşuluğu bir başına peri kızımın”’

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir