Kısa bir yolculuktu. Herşey çok alışıldıktı. Defalarca gittiğim bir yer olmasına ve hayatımın hatırı sayılır bir bölümünü geçirmiş olmama rağmen uzun zaman sonra ilk defa farkettiğim sokaklardı.
Adapazarı küçük bir yerdir. Öyledir yani eskiler için. Sokakları çıkmazdır. Evleri bahçelidir. Çocuklar için bir şehirdir. Kalabalıktır ama tanıdıktır. Arada kalmamış olmasına rağmen gel-gitlerle doludur. Kültürler, modalar, anlayışlar/anlayışsızlıklar, hayat görüşleri arasında gider gelir insanlar. Değişmezleri vardır. Yabancıdır herkes. Ama tanıdıktır. Baştan ayağı süzülürsünüz dolaşırken orasında burasında…
Özlenilesi bir geçmişi vardır. Hikayesi çok güzeldir bu şehrin arada kırılmalar olsada çok anlam ifade eder biçokları için. Mahalle maçları demektir adapazarında çocukluk… Uzun yürüyüşler ama sınırlı maceralar demektir. Yeşil demektir, siyah demektir. Bahçeli evlerin statü göstergesi olmadığı zamanların güzel sokaklı şehridir.
Güzel öğretmenlerin sıcaklığıdır okulları şimdi yerlerinde prefabrik binalar olsa da… Öyledir işte.
Gezerken içiniz acır. Otlarla kaplanmış arsalar vardır evler arasında… 7.4 şiddetinde sarsar hafızanızı.
Geri dönülemez bisiklet parkurudur adapazarı… Gidersiniz, gelirsiniz, hafızanız sürter sokaklarında siz üstünü örtersiniz.
Öyledir . Böyledir. Şöyledir.