ORALARDA BİYER

Picture 3.png

Çocukken yaptığımız yolculuklarda otobüslerin cam kenarını kimseye kaptırmazdım.
Şımarıklık değildi. Nedenlerim vardı. Bir kere yol boyunca gördüğüm bütün tabelalardaki yazılanları okumalıydım. Nüfus=…ve Rakım=… tabelalarını kaçırmamalıydım ve km tabelalarının sağlamasını yapmak gibi ulvi bir görevim vardı.

Üstelik karayollarında elektronik sayaçlar çıkmadan çok önceleri ki yaklaşık 20-21 senesi vardır bu geçmişin, otoyollardaki arabaları sayma görevim daha vardı ve çok yorucu olmasına rağmen çok büyük haz duyardım.

Özellikle nur içinde yatsınlar sevgili dedem ve babaannemi görmeye gittiğimiz şehr-i Yalova yollarının bendeki hatırası pek bi güzeldir.

Adapazarı’nda otururduk. Bütün tatillerimiz Yalova’da geçerdi. Değişik bir heyecanı vardı bu yolculukların. Bir kere hiçbir yerde olmayan kırmızı asfaltla kaplıydı bu yol ve benim için her bir km.sini daha da bi kıymetli hale getiren müthiş bir özellikti bu kırmızılık.

Gölcük donanmasının tel örgülerinin ardındaki askeri nöbet kuleleri ve kulelerde nöbet tutan askerlere verdiğimiz selamlar, attığımız gülücükler ve her defasında karşılığını aldığımız el sallamalar bambaşka bir tat katmıştır çocukluğumuzun yolculuklarında ve belki de askerlere sevgimin tohumları o günden atılmıştı. 3 kardeştik ve bunun tadını anlatmak size yaşatmaz güzelliğini bunun farkındayım.

Karamürsel’deki anıt mezara gelirdik, otobüs dururdu ve ben anıta bakarak onun üzerine kurduğum hayallerin ardından 45dk sonra yanlarında olacağım dedemin ve babaannemin kokusunu almaya başlardım. Hala o yol onlar kokar ve arabanın sesinden çok onların sesini duyarım kalan kilometrelerinde kırmızı asfaltın. Acaba hala kırmızı mı ki? Hiç dikkat etmiyorum demek ki artık.

Yalova’nın ismi bile bir farklı gelirdi. Bambaşkaydı herşey. Denize girmekten vazgeçmediğim zamanların bir kova kumu ve aklımızı alıp giden dalgalardır Yalova. Çok sevdiğim kardeşimin”Yavola”sıdır.

Yolculuklarda yol kenarındaki evleri izlerim. Genelde ışıkları yanar akşamları ve perdeleri hep açıktır. İnsanlar yaşarlar. Sizin gibi, benim gibi… Siz yolculuktasınızdır. Ya ayrılıyorsunuzdur birilerinden veyahut kavuşmak üzeresinizdir. O yüzden o pencerelerin içindeki her kalabalık cız ettirir içinizi ve bu çok hoş bir duygudur. En azından benim için.

Şimdi her yolculuk kavuşmanın değil uzaklaşmanın yolculuğu sanki.

Demek ki çocukluğumuz vardı, bugünümüz var, uzaklardayız.

Ve kavuşulası özlemler hep Oralarda bir yerlerde…

Oralar çok uzakta ve her kilometresinde askerler var, dedeler var, asfaltlar var kırmızı olmasa bile…

Bi tek ben varım değişmeyen o zamandan bu zamana.

ve tabiki gidilen yerler başka,
gidilenler başka…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir