sahipsiz diyaloglar…

-Bu sokağı bir yerden tanıyorum. Daha önce geçmiştim. Seninle miydik?
-Sanmıyorum.
-Birazdan yağmur yağacak.
-Bulutlar güzel değil mi?
-Neden güzel? Her zamanki gibi bulut işte…
-Ruhsuz!

-Yarın sinemaya gideriz, sonra bir yerlerde otururuz. Onlar da oraya gelir. Sonra size gideriz. Hem babanı da özledim.
-Olur.
-Belki yarın sabahta hep beraber kahvaltıya gideriz. Hava güzel olacağa benziyor. Biraz bulutlu ama…
-Yağmur yağacak.
-Güzel bir çiçek alalım mı? Mesela…? Bahar da hangi çiçekler var?
-Gerek yok!
-Bak çiçekçi…
-….

-Susmasak diyorum.
-Birazdan yağmur diner.
-Çok sıkıcısın.
-Evet öyleyim.
-Karnım acıktı.
-Ben aç değilim.
-Bakıp duruyorsun öylece, sandalye daha çok konuşuyor benimle. En azından varlığının farkına varabiliyorum. Karnım aç dedim sana.
-Dışarı çıkalım.
-Şapkanı unutma bari.
-Güneş çıktı.

-Sırılsıklam oldum.
-Dün gece de ağlamıştım.

-İyi geceler.
-Sana da.
-Işığı kapatır mısın?
-Tamam.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir